27 Ağustos 2018 Pazartesi

Gezelim, Görelim, Eğlenelim!~♡ | Kapadokya


Merhabalar!
Aslında gecikmiş bir yazıyı yazmak için geçtim bilgisayarımın başına:) Şu an arka planda Ceylan Ertem- Uçurtma çalıyor. Bir yandan mırıldanıp bir yandan yazmak zorunda kalacakmışım gibi geliyor:))

Bayramdan önce Pazar günü babam hepimizi şaşırtarak hadi Kapadokya'ya gidelim dedi. Normalde biz derdik hadi gezelim, şuraya gidelim diye:) Gitmek istiyordum ama kısmet olmamıştı bir türlü. Ben küçükken 2-3 defa gitmişiz ama hatırlamıyorum tabii:))
Hem de bilinçli olarak oraları görmek daha iyi oldu benim için de:)

Gittiğimizde ilk olarak Uçhisar Kalesi'ne çıktık. O sıcakta bol bol merdiven çıktık, dinlendikçe de fotoğraflar çektik:) Bazen bu kadar yeter mi ki çıkmasak mı daha desek de zirvedeki manzarayı düşünerek motive ettik kendimizi:)
Çıktığımızda da harika bir manzarayla karşılaştık♡
Yanlış hatırlamıyorsam tam 8 TL, öğrenci 4 TL verdik.

Manzaranın muhteşemliği♡


Daha sonra asıl merak ettiğim yer olan Kaymaklı Yeraltı Şehri'ne gittik. Kapalı alanda duramadığım için dayanamam çıkarım sanıyordum ama sandığım kadar basık değildi. Ya da yıllaar yıllar önce insanların orada yaşadığını gözümde canlandırırken fark etmedim bile o basıklığı:) Dışardan daha serin olduğu kesindi ama. İnsanlar savaşta sığınmak için oluşturmuşlar. Erzak yeri, şaraphane, oturma odası, kilise, duvarlarda mum koymak için delikler... Sadece tünellerden geçerken zorlandım. O kadar dardı ki. Önümde kimsenin kalmamasını bekleyip koşarak geçtim. Yoksa dayanılacak gibi değildi benim için:) Neyse ki biri hariç kısa kısa tünellerdi. 
Bir daha gitsem bir daha ziyaret ederim, çok etkileyiciydi benim için:)





 


-Çabuk çekk bunaldımm!


Ordan doğru göreme açık hava müzesine gittik. Manastırlar, kiliseler, yemekhanelerin bulunduğu bu yer, 4. yüzyılda dini eğitim merkezi olarak kurulmuş. Kiliselerde o zamanlar duvarlara çizilen resimler hala korunuyordu. Fotoğraf çekmek yasak olduğu için içerden fotoğraf çekemedim. Oralardaki yaşanmışlıkları hissetmek o kadar etkileyiciydi ki:) 
Girişte ücreti ödedikten sonra kiliseleri gezmek ücretsizdi ama bir tanesi hariç. Karanlık kiliseye girişler 10 TL'ydi ve tabii oraya kadar gitmişken görmemek olmazdı:) İçlerinde en çok korunmuş, çizimleri bugüne kadar en az hasarla gelmiş kilise de oydu zaten. Belki de o yüzden paralıdır diye düşündüm. Bazı kısımlar sanki daha dün çizilmiş gibi yeni görünüyordu.








Kiliseleri gezerken annemle dikkatimizi çeken şey, duvarda resimlerdeki yüzlerin ve -genel olarak- gözlerin kazılmış olmasıydı. Bazı resimlerde her şey olduğu gibi dursa da gözler ya da yüzler karalanmıştı. Yüzyıllar önce kasıtlı yapılmış bir şeydir belki diye düşünmeden edemedim. Aslını bilemem tabii:)

Günün sonuna doğru o kadar yorulmuştuk ki, Peri Bacaları'nı görmeye halimiz kalmadı. Başka zaman artık diyerek Avanos'ta bir mekanda karnımızı doyurduk:)
Mekanın yanındaki tatlı mı tatlı kahveciden de bahsetmeden edemeyeceğim. Biraz dinlenelim kahve alalım dedik ve kardeşim internetten bu güzel mekanı buldu. Neyse ki hemen yakınımızdaydı:) Çalışanları da öyle iyiydi ki. Oraya yolunuz düşerse bir uğrayın derim:)









Yorucu ama harika bir gündü ve sizinle de paylaşmak istedim♡

Mutlu Geceler♡


6 yorum:

  1. Benimde gitmek istediğim yerlerin başında geliyor senin adına çok mutlu oldum inşallah koreye gidersin amin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah gidersin en kısa zamanda😊 Hahah amin oraya da giderim inşallah😄

      Sil
  2. hımm aklımda olsuuun bilmediğim yerleer :) instada vardı ivit ne güzeldi geziiin :)

    YanıtlaSil