28 Aralık 2016 Çarşamba

Yeni Yıl Hediyesi, Lavanta Kesesi~♥

Merhabaa~ 
2016 biterken sevdiklerimiz yeni bir yıla güler yüzle başlasınlar! Hediyelerimiz hazır mı?~ Ben emek verilmiş hediyeler almayı da, emek vererek hediye hazırlamayı da çok seviyorum:) O yüzden etaminden lavanta kesesi yapmaya karar verdim. Yapımı çok basit ama bir o kadar da şirin olan bu keseyi sizinle de paylaşayım dedim~

Malzemeler:

     Etamin kumaşı
     Etamin ipi (Ben anchor marka 47 numara kullandım)
     Kurdele
     Pamuk
     Lavanta

Yapılışı:
Etamini yapmak istediğiniz kese boyutuna göre ayarlayabilirsiniz ama ben boyu 40cm, eni 14 cm civarı olacak şekilde yaptım. Sonra kumaşı katladığımda yukarı bakan yüzüne modeli ortalayarak işlemeye başladım. Ben kar tanesi işledim ama Pinterestte birçok model vardı:)

Sadece kar tanesi çok boş göründüğü için altına 2017 ve yanına bir kalp işledim. Sayıların yazımını da yine Pinterestten buldum. Kar tanesini buradan:) Sayıları da buradan:) işledim~

Daha sonra kumaşı ters çevirerek birleştirip iki kenarını içerden diktim.
Kesenin içine koyacağım kadar pamuğu genişçe yayıp içine bir miktar lavanta koyup pamuğu katladım ve kesenin içine düzelterek koydum. Aslında elyaf kullanıyorlarmış ama şu an benim elimde olmadığı için pamukla yaptım. Böyle de oldu:)
Kurdeleyi bağlayacağım yeri de ayarlayıp sabit durması için bu şekilde diktikten sonra kurdeleyi bağladım.


Bir de bu şekilde not yazıp onu da keseye diktim:)

İşte bu kadar

Bazen kumaşın ağzı göze batacak şekilde birbirine denk gelmiyor ya da yamuk oluyor. Yaptıklarımdan birinde öyle olunca ben de ağzına küçük bir dantel diktim:)
Çok da şirin oldu~

Umarım bu yapımı oldukça kolay ve eğlenceli keseyi siz de beğenmişsinizdir~
Mutlu Günler!:)



7 Aralık 2016 Çarşamba

Günün Keşfi~ Avare Kitap & Kafe ♥

Bugün kurs çıkışı arkadaşımla bir kafeye gidip bir şeyler içelim dedik. İki lafın da belini kırarız~ Kursta aynı sınıfta olsak da oturup sohbet etmeye vaktimiz olmuyor haliyle:)

Arkadaşımın ne zamandır gidelim dediği bir sahaf kafe vardı. Bir türlü fırsat olmamıştı; ama bugünü değerlendirip oraya gittik sonunda. Avare Sahaf Kafe~
Önceden sadece sahafmış, yaklaşık 9 ay önce sahaf kafe olarak devam etmeye karar vermiş~ Bence çok da güzel olmuş:)

Kızılay'da şirin mi şirin,içeri girince sıcacık bir ortamda sizi karşılayan bir mekan:) Ayrıca sahibi de çok güler yüzlü,sıcakkanlı biri~ Yani her yönüyle size pozitif enerji veren bir yer:)
Oldum olası böyle abartıdan uzak,gidip çayımı,kahvemi alıp çalışabileceğim ya da dinlenebileceğim küçük,sıcak ortamları sevmişimdir. Bir de çayımı içerken karıştırabileceğim kitaplar olan mekansa eğer değmeyin keyfime~

Evet dediğim gibi girişte ortamın havası direkt sizi kendine çekiyor zaten. Abartısız; ama dikkat çekici. 

İçeri girince ilk olarak sağda şöminenin iki yanındaki kırmızı koltuklar,şöminenin üzerindeki kitaplar ve çerçevedeki fotoğraflar dikkatimi çekti. Şömine deyince her zaman yanında koltuk ve o koltukta otururken sessiz sakin kitap okumak canlanır zihnimde~ Huzur verici değil mi?:) Dekorasyonu bu yönüyle de çok beğendim! Ayrıca her yerde eski fotoğraflar vardı. Her yerde eskiye dair bir şeyler var. En sevdiğim! 


Arkadaşımla çayımızı içerken sürekli gözümüz etrafımızı saran kütüphanelerdeki kitaplara takıldı. Her şey o kadar sade; ama bir o kadar da dikkat çekici. Küçük küçük ayrıntılar görüyorsunuz başınızı çevirdiğiniz yerde~
Ankara'da olanlar kesinlikle uğrayın derim. Pişman olmayacaksınız~





20 Kasım 2016 Pazar

Fantastik Canavarlar!~

O çok özlediğimiz büyülü dünyanın içine tekrar giriyoruz! Fantastik Canavarlar bu özlemimizi gidereceğe benziyor~

Filme bugün gittim ve sıcağı sıcağına düşüncelerimi yazmak istedim:)
Öncelikle şunu söyleyeyim,film etkileyiciydi evet; ama bir Harry Potter etkileyiciliği aramadan ve beklentinizi o seviyede tutmadan izlerseniz daha iyi olur bence:) Zira bir Harry Potter değil. Bunu net olarak söyleyebilirim:) 
Film başlarken Harry Potter havası hissediyorsunuz zaten. Warner Bros logosunu görünce gözleriniz dolabilir şimdiden söyleyeyim:') 
Serinin başlangıç filmi olduğu için olsa gerek,bir süre filmi anlamaya çalıştım. İlk yarı bittiğinde evet filmi beğenmiştim ama büyük bir etkisi olmamıştı bende. İkinci yarıya umutlarımı tekrar yeşertip de girdim :)) Ve aradığımı ikinci yarıda buldum! Aradığımı bulamadığım kısmı da serinin ilk filmi olmasına veriyorum:) Efektleriyle, oyuncularıyla gerçekten iyi bir iş çıkarmışlar bence!

Hiç Harry Potter izlememiş biri de izleyebilir filmi tabii. Filme birlikte gittiğim arkadaşım hiç izlememişti ve bu filmi beğendiğini söyledi:) Ama izlemiş biri için çok daha heyecan verici:) Tanıdık isimleri, tanıdık büyüleri ve hatta müzikleri her duyduğumda çok heyecanlandım film boyunca:)
Ve Harry Potter izlemiş birinin aklında daha fazla soru işareti bırakan,serinin diğer bölümlerini merak ettiren bir film:)

Yani bence takdiri hakediyor~ Yorumlardan etkilenmeden filmi izlemeye gidip kendiniz değerlendirin derim:))

15 Kasım 2016 Salı

Posta Kutumda Hogwarts'tan Mektup! ♥

Sanırım en büyülü doğum günümü geçiriyorum! Aynı zamanda da anlamlı! Dün gece yarısı caanım dostum rengarenkyakamoz'un gidip posta kutuma bakmamı istemesiyle başladı doğum günümün büyüsü! Tabii ki hayalimi gerçekleştirmişti, Hogwarts'tan mektup vardı posta kutumda~ O merdivenleri gece gece nasıl çığlık atmadan çıktım bilmiyorum. Eve girer girmez mutluluktan zıplamaya başladım sanırım:D Kaç kişi doğum günü gecesinde Hogwarts'tan mektup alır ki?





Bu zarfın içinde neler var neler! Hemen paylaşmak istedim, o zaman başlıyorum!

İlk olarak mektup tabii ki! Yıllardır beklediğim, Hogwarts'tan gelen mektup:D En güzel dilekleri de içinde barındıran!
Tabii ki biletim! Platform 9 3/4!

 Ve öğrenci formu!:)) Cadı şapkalı fotoğrafım ve yara izimle beraber tabii ki! :D
Hogwarts'a gittiğimde yabancılık çekmeyeyim diye bilmem gerekenleri ve tavsiyelerini bile koymuş!



 Eğer bunların nasıl hazırlandığını merak ettiyseniz rengarenkyakamoz a yönlendireyim ben sizi :)) Harry Potter hayranlığımız yılllaaarr önce birlikte başladı,birlikte devam etti ve kaç yaşına gelirsek gelelim hala aynı heyecanla filmlerini izliyoruz,kitaplarını okuyoruz ve üzerine yorumlar yapıyoruz! Sadece bu konuda değil,her konuda beni anlayan,sevinçlerimi,üzüntülerimi paylaştığım dostum,19 yılım! İyi ki varsın~








13 Kasım 2016 Pazar

Şu an~♥



Yaşadığımız her an çok kıymetli, gün geliyor düne bile geri dönmek istiyoruz~ Artık mutsuz hissettiğimde bunu düşünüyorum. Yarın,haftaya,seneye ya da 5 sene sonra bugünü özleyip düşündüğümde tadını çıkarmadığım için pişman olmak istemiyorum. Edilen bir sohbet,içilen bir kahve, şu an yanımda olan herkes... Yarın,hatta 1 saat sonra bile onların tadı şu an hissettiğim gibi olmayabilir. Sorumluluklar arttıkça biz de çevremiz de eskisi gibi kalmıyoruz maalesef. İşte o gün gelmeden, ilerde " Ne güzel günlerdi,kıymetini bilemedim." diye üzülmek yerine "Ne güzel günlerdi,doya doya yaşadım her anını."demek gibisi yok. 

En değerli an şu an. Çünkü şu an ne istiyorsak yapabiliriz. Şu an karar verip bir şeyleri değiştirebiliriz. Şu an uzun süredir görmediğimiz bir arkadaşımızı arayıp görüşebiliriz. Yarın bir şeyler için geç olabilir ve geçmişe döndüğümüzde pişman olabiliriz. Ne durumda olursan ol, şimdi mutlu değilsen bile ilerde bugününü özlemeyeceğin anlamına gelmez. Mutsuzluk da bir değer bizim için bazen. Hatta durup düşününce çoğu zaman en  anlamlı,güçlü kararlarımızı en bunalımlı ve mutsuz olduğumuz zamanlarda almıyor muyuz?


Ben de en kıymetli anın şu an,bugün olduğunu en bunalımlı günlerimin sonunda anladım. 
 Son iki senem çok zor geçti mental açıdan. Ama bu zorluğun arkasında bir aydınlık,iç huzuru varmış~
İşte bunu gördüğüm zaman anladım mutsuzluklarımızın da ne kadar kıymetli olduğunu. O çok mutsuz geçen günlerimin de ne kadar önemli olduğunu. Yaşadığımız her şeyin bir sebebi olduğunu.


Yani o yüzden demem o ki; şu an bir daha gelmeyecek. Şu an bir şeylerden aldığımız tadı aynı hisle bir daha alamayacağız. Tadını çıkaralım~

29 Ekim 2016 Cumartesi

Basit~Şirin Defter Yapımı! ♥

Kendin yap videolarını izlemeyi sevsem de pek el becerim olmadığı için yapmaya yeltenmiyordum. Geçenlerde bir defter yapımı videosuna denk geldim. Hem yapımı eğlenceliydi hem de arkadaşıma çok güzel bir hediye olacağını düşündüm. Evde de malzemeler varken yapayım dedim~

Sizinle de paylaşmak istedim~ O zaman bu şirin defterin yapımına başlayalım~

Malzemeler:
  • Renkli A4 kağıtları
  • Keçe (İsterseniz renkli karton da kullanabilirsiniz;ama ben keçeyi tercih ettim.)
  • Keçeye uygun renkte dikiş ipliği,yorgan iğnesi
İsterseniz rengarenk, isterseniz tek renk kağıttan yapabilirsiniz~


 Keçemiz defterin dış yüzü olacak. Keçeyi A4 kağıdına uygun boyutta kesiyoruz.


 Kağıtları ikiye katlıyoruz. Tam ortadan katladığımıza dikkat ederek:) Ben tek tek katladım,daha düzenli oluyor. Bu arada ben çok sayfalı yapmadım ama isterseniz öyle de güzel oluyor:)


 Daha sonra keçeyi defterin kapağı olacak şekilde,kağıtları da sayfaları olacak şekilde koyup ortadan dikiyoruz. Normal dikişli defter ya da kitaplarda gördüğümüz gibi:) Ben bir üst ortadan bir de alt ortadan diktim. Sayfalarını tutması için yeterliydi:)   

                                   




 Kağıtta ya da keçede yamukluklar varsa onları da düzeltip süsleme kısmına geçiyoruz~ Ben danteli birçok süslemeye yakıştırdığım gibi buna da çok yakıştırdım ve üzerine de çiçek kondurdum~

Yapımı oldukça basit ve eğlenceli~ Evde kullanmadığım renkli A4 kağıtlarını bu şekilde değerlendirmeyi düşünüyorum. Umarım sizin için de yararlı olmuştur~

Mutlu günler!




13 Temmuz 2016 Çarşamba

Kış Güneşi♥

Bu sıcak yaz günlerinde kış serinliği getirdim~ Artık iyiden iyiye sıcak işledi içime. Her mevsimin ayrı güzelliği var elbet ama mesela yaz yerine ilkbaharı seviyorum ben~ İnsanlar genelde yazın yaşama sevinciyle dolarken ben yazın içime kapanık,çabuk sinirlenen,yaptığı şeylerden tat alamayan biri oluyorum:(

Kışın dinlediğim müziğin,okuduğum kitabın bile tadı farklı. O yüzden yaptığım bir şeyden maksimum verim alabilmem için soğuk havalar ideal bana :D
Bu sıralar izlediğim diziler,filmler,gördüğüm fotoğraflar,hepsi kışı hatırlatır oldu. Mesela geçenlerde okulumu bile gözüme güzel gösteren bu fotoğrafa rastladım. Hemen çekmişim mutluluktan~ Kalitesiz ama anlamlı:)
Kışın soğuğunda girdiğim kafenin samimiyetini sıcaktan bunalıp da girdiğim klimalı mekanda bulamıyorum ben~
En çok da onu seviyorum işte.Arkadaşlarınla bir sinemaya gitmiş ya da dersten çıkmışsındır,çok soğuk dışarda ne yapcaz ki deyip kahve içmeye geçersin. İşte en sevdiğim kısım o. En güzel sohbetler,muhabbetler o ortamda olur~

Hafta sonu sıcacık yatağından erkenden kalkmak zorunda kalmayıp kahvaltı yaptıktan sonra camdan yağan karı,yağmuru izlemek var bir de. İster kitap oku,ister kahveni iç,ister müzik dinle,ister sohbet et..         
                                                  Ya da çık dışarı karın tadını çıkar~

Benim evcimenliğimden galiba,ev oturmalarını çok seviyorum. Yazın o pek mümkün olmuyor,herkes dışarı atmak istiyor kendini ama kışın hiç kaçırmam o fırsatı:)) "Aman hava da soğuk zaten,dışarda napcaz hadi bize gelin~"
Kışlık kıyafetlerimi bile severim ben. Özenle giyerim hepsini de~~ Mesela beyaz giymeyi severim kışın,sonbaharda da kahverengi~
Ne iyi geldi bu yazı bana şimdi,bir serinledim sanki~ Geçen kış en çok dinlediğim şarkıyı da bırakayım buraya o zaman. Hem dinler,hatırlamış olurum ben de~
The winter sings the love of you~♥